Dış Politikada Kriz Yönetimi

Uluslararası İlişkiler Teorileri, Dış Politika Analizi, Güvenlik, Strateji ve Jeopolitik, Türkiye'nin Dış ve Güvenlik Politikaları ile Avrasya'da (Orta Asya, Kafkaslar, Karadeniz) Siyaset ve Güvenlik

12 Mart 2011 Cumartesi

TÜRKİYE-KKTC Ortak Deklarasyonu, 20 Ocak 1997

TÜRKİYE-KKTC Ortak Deklarasyonu, 20 Ocak 1997


Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanları,
28 Aralık 1995 tarihinde yayınladıkları Ortak Deklarasyona atıfta bulunarak,
Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki ilişkileri her alanda en yakın dayanışma ve işbirliği çerçevesinde geliştirme arzu ve azimlerini teyid ederek,
Türkiye ve Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs sorununa barışçı bir çözüm bulunması yolunda her türlü çabayı gösterdiğini ve Kıbrıs'ta adil ve gerçekçi bir çözümün ancak iki tarafın serbest iradeleriyle ve müzakereler yoluyla sağlanabileceğini hatırlatarak,
Kıbrıs Türk halkının uluslararası andlaşmalardan kaynaklanan haklarını ve bu andlaşmalarla tescil olunan tam siyasal ve hukuki eşitliğini vurgulayarak,
1960 andlaşmaları ile oluşturulan garanti sisteminin şimdiye kadar olduğu gibi bundan böyle de her koşul altında geçerli ve yürürlükte kalacağını ve sözkonusu anlaşmalar çerçevesinde Kıbrıs'tan garantör ülkelere de bir tehdit yöneltilemeyeceğini teyid ederek,
Kıbrıs adasında ve Doğu Akdeniz'de barış, istikrar ve güvenliği sarsan son gelişmeleri değerlendirerek,
Aşağıdaki ortak görüş ve kararlarını açıklamışlardır:
1. Kıbrıs Rum tarafınca sürdürülen ağır silahlanma, Kıbrıs Rum Yönetimi ile Yunanistan arasında uygulanan Ortak Askeri Doktrin ve Güney Kıbrıs'ta Yunan hava ve deniz üsleri kurulması, Kıbrıs adasında ve Doğu Akdeniz'de istikrar ve güvenliği tehdit eden bir durum yaratmıştır.
2. Güney Kıbrıs'a füze sistemleri yerleştirme kararı Ada'nın iki halkı arasındaki güven bunalımını, giderilmesi çok güç olacak ölçüde derinleştirmiştir.

3. Bu füzelerin savunma amaçlı olduğu iddiası ve bir süre adaya ithal edilmeyeceği yolundaki sözde güvence anlamsızdır. Değerlendirilmesi gereken nokta Kıbrıs Rum-Yunan ittifakının tüm uyarılara rağmen uzlaşmaya sırt çevirip çatışma seçeneğine öncelik vermiş olması ve Yunanistan ile Güney Kıbrıs arasında fiilen askeri bir birlik oluşturulmasıdır.
4. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs adasında ve Doğu Akdeniz'de dengelerin korunması ve barışa tehdit oluşturan politikaların sonuçsuz bırakılması için, sorumlu ve sağduyulu bir yaklaşımdan ayrılmadan, gereken bütün önlemleri alacaklardır. Bu çerçevede:
* Türkiye Cumhuriyeti 1960 garanti sistemi uyarınca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne etkin ve fiili garanti sağlamayı eksiksiz sürdürecek, Kıbrıs Türk halkının güvenliğinin tehdit altında kalmasına izin verilmeyecektir.
* Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yapılacak bir saldırı aynen Türkiye Cumhuriyeti'ne yapılmış bir saldırı telakki edilecektir.
* Rum-Yunan tarafının bölgede ve Kıbrıs'ta Türkiye ve Yunanistan arasındaki dengeyi bozmaya ve Kıbrıs Türk halkının güvenliğini tehlikeye sokmaya devam etmesine karşılık mukabil askeri ve siyasi tedbirler tereddütsüz alınmaya devam olunacaktır. Bu çerçevede, Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf R.Denktaş'ın 10 Ocak 1997 tarihinde yaptığı açıklamada kaydettiği görüşler ile öngördüğü tedbirleri kuvvetle desteklemektedir.
* Yunanistan'ın hava ve deniz üsleriyle Güney Kıbrıs'a yerleşmekte olduğu dikkate alınarak, bu faaliyet sürdürüldüğü takdirde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde aynı nitelikte hava ve deniz tesisleri kurulması çalışmaları başlatılacaktır.
* Türkiye ve KKTC'ye yönelik tecavüz ve oldu-bittiler müştereken önlenecek ve bunun gerektirdiği ortak askeri koordinasyon ve planlama yapılacaktır. Bu amaçla, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında müşterek savunma konsepti oluşturulacaktır.
5. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs adasında gerginliği tırmandırmak için Rum-Yunan tarafınca girişilen planlı eylem ve tahrikleri, Ada'ya çok uluslu bir güç yerleştirerek Türkiye'nin etkin ve fiili garantisini sulandırma niyetlerinin bir parçası olarak değerlendirmektedirler. Buna müsaade edilmeyecektir. 1960 Garanti ve İttifak Andlaşmalarının doğrudan veya dolaylı bir şekilde değiştirilmesine teşebbüs edilmesi halinde Türk tarafı bunu Kıbrıs'ta 1960 Andlaşmalarının açık bir ihlali olarak telakki edecek, gerekli tedbirleri ve siyasi kararları alacaktır.
6. Kıbrıs'ta kapsamlı çözüm çabaları, yaklaşık beş yıl önce BM Fikirler Dizisi'nin, iki halk arasında bir güven ortamı yaratma çabaları ise üç yıl önce BM Güven Arttırıcı Önlemler paketinin Kıbrıs Rum tarafınca reddedilmesi nedenleriyle çıkmaza girmiştir. Kıbrıs Rum tarafı aradan geçen süre içinde makul bir çözüm arayışından ve çözüm parametrelerinden tamamen uzaklaşmıştır.
7. Kıbrıs Rum tarafının Yunanistan ile birlikte uzlaşma yerine çatışma ve gerginlik arayışı içine girdiği görülmektedir.
8. 1960 andlaşmalarıyla Ada'nın iki halkı arasında kurulan ortaklığın, 1963 yılında Yunanistan'ın desteği ile Kıbrıslı Rumlarca silah zoruyla yıkılmasından bu yana, Kıbrıs'taki iki eşit halkı temsil etmeye ve Ada'nın tümü için konuşmaya ehil ve yetkili ortak bir devlet, hükümet, parlamento, yargı ve idare yoktur.
9. Ada'nın güneyindeki Kıbrıs Rum Yönetimi'nin kendi saldırganlığıyla yıktığı 1960 ortaklığının ünvan ve sıfatlarına sahip çıkma iddiası ve silah ithali de dahil olmak üzere Kıbrıs devleti adına yaptığı bütün tasarruflar uluslararası andlaşmalar tahtında gayrı meşrudur. Kıbrıs Rum Yönetimi'nin kendini bu ünvan ve sıfatlarla dünyaya sunmaya çalışması bu yönetimin iddialarına meşruiyet veya kendisine imtiyazlar kazandıramaz. Güney Kıbrıs'ta "Kıbrıs Cumhuriyeti" adını kullanan yönetim hukuken ve fiilen sadece bir Kıbrıs Rum idaresidir. Kıbrıs'ta 34 yıldır süren çözümsüzlüğün temelinde Kıbrıs Rum tarafının gayrı meşru sıfat ve iddialarını sürdürme çabası yatmaktadır.
10. Kıbrıs'taki bu gerçekler ile Kıbrıs Türk halkının egemenlik hakları kabul edilmedikçe ve iki tarafa eşitlik içinde yaklaşılmadıkça adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılamaz.
11. Avrupa Birliği'nin Yunanistan'ın zorlamasıyla Kıbrıs Rum Yönetimi'ne tam üyelik yolunda yaktığı yeşil ışık, gelinen noktanın açıkça gösterdiği gibi, tarihi bir hata olmuş ve görüşme süreci üzerinde yıkıcı bir etki yapmıştır. Kıbrıs Rum tarafının Türk tarafı ile bir uzlaşma aramadan ikinci bir Yunan devleti olarak Avrupa Birliği'ne girme ve böylece Yunanistan ile dolaylı bir yoldan bütünleşmeyi sağlamanın dışında bir amacı kalmamıştır.
12. Bu hatalı gidişin daha büyük tahribata yol açmaması için:

* Uluslararası andlaşmalar uyarınca Kıbrıs'ın ancak Türkiye ile Yunanistan'ın birlikte üye bulundukları bir birliğe katılabileceği,

* Kıbrıs'ın AB'ne üyeliğinin ancak bir çözümden sonra sözkonusu olabileceği,
* Bu yönde bir kararı BM Fikirler Dizisi'nde de öngörüldüğü üzere Ada'daki iki halkın ayrı referandumlarla onaylamaları gerektiği bilinmelidir.
* Avrupa Birliği'ne tam üyelik için yapmış olduğu uluslararası hukuka aykırı tek taraflı müracaata istinaden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Avrupa Birliği arasında tam üyelik görüşmelerinin başlatılmasını, Türk tarafı Kıbrıs'ta müzakere süreci içinde ortaya çıkmış bulunan çözüm çerçeve ve parametrelerinin bütünüyle ortadan kalkması olarak değerlendirecektir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin tek başına Avrupa Birliği üyeliği yolunda atacağı her adım Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Türkiye ile bütünleşme sürecini hızlandıracaktır.
13. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin uluslararası camiadan soyutlanmaya devam olunması hiç bir şekilde kabul edilemez. Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin uluslararası camia ile bütünleşmesini sağlayacak gerekli adımları atacaktır. Kıbrıs'ı ilgilendiren ve Kıbrıs Türk halkına söz hakkının tanınmadığı her türlü uluslararası toplantıda Türk heyetlerine KKTC temsilcileri de dahil edilecektir.
14. Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki ekonomik ilişkiler 3 Ocak 1997 tarihinde Başbakanlar düzeyinde imzalanan kapsamlı ekonomik protokol çerçevesinde derinleştirilecek ve KKTC ekonomisi somut işbirliği projeleri ile güçlendirilecektir.
15. Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanları arasında kabul edilen 28 Aralık 1995 deklarasyonuyla tesis edilen sürekli siyasi danışma mekanizması, savunma konularını da içerecek şekilde genişletilecek ve iki taraf arasındaki mevcut dayanışma güçlendirilecektir.
Ankara, 20 Ocak 1997

Rauf R. Denktaş Süleyman Demirel
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türkiye Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanı